16 Şubat 2008 Cumartesi

kucuk detaylar

zaman zaman kucuk detaylari yakalarim. asklarin kazindigi bir agacin onunden gecerken tanidiklarima dair kalpler gormek mesela mutlu eder beni. ya da perdelerle uyumlu peceteler. ama her seyi aklimda tutamiyorum. bazen gordugum detaylari bile hatirlamiyorum, bazense gormedigim detaylardan emin oluyorum.

hani detaylarda gizli derler ya her sey. sanirim benim gelecegim de oyle. bir gun kucuk bir detayin ardinda hayatimi bulacagim, biliyorum.

canimi acitan onu gorememek, ama inatla bekliyorum.

5 Şubat 2008 Salı

evim

yine geliyorlar bana sagdan soldan. gittikce daraliyor ruhum. oysa 18 senedir hayallerimi paylastigim, dinlencelerimin bas taci, benle yasit siltede uzaniyorum, tipki eski gunlerdeki gibi. ama artik hayallerim kuculuyor, yaraticiligim oluyor yavas yavas, fazla kipirdayamiyorum, buraya daha fazla evim diyemiyorum.
2 metre otemde, bana can verenler, gecmisim, gelecegim. olasi hastaliklarim, olasi hayal kirikliklarim, yasanmisliklarim ve olasiliklarim.
burnumdan 40 cm otedeki benimle konusuyor, galiba bana bir seyler anlatmak istiyor, dinlemiyorum, uzun zamandir dinlemekten oyle sikildim ki...
ozledigim yerler var, ve daha kurulacak hayallerim, yazilacak masallarim, beyaz atini bulmak uzere olan bir prensim, biliyorum, gun gelecek, devran donecek, akp halka... pardon, bu baska bir hikayenin cumlesiydi. hikaye demisim, haberin, aman, her ne haltsa ya da...
bu yaziya yonelik bir etiketim bile yok, evsizligim gibi. kalbimin oldugu yer ev ama kalbim nerede bilmiyorum ki. kalbimle beraber ruhumu da kaybettim, hukumludur. minicik bir kutuya sikismis zavalli gariban.
bir kopru, donmus bir nehir, kar, ve tugladan kucuk bir ev. kiremitleri bembeyaz toz ile kapli, yapraklarini dokmus agaclar. hayir, bana gore degil, husnuan teyze resmi sadece.
yemyesil bir bahce, meyva dolu agaclar, iki katli sirin bir ev, balkonunda bambu mobilyalar, beyaz minderler, bir salincak gicirtisi, minik bir kiz cocugu, gunes parliyor yuzune. hayir, bana gore degil, gecmisim sadece.
karanlik binalar, donmus bir sus havuzu, heybetli bir heykel, etrafi saran agaclar, kaportasi parlayan arabalar, stilletto sesleri, kahkahalar, huzunler. hayir bana gore degil, simdim sadece.
toz pembe bir hayat, mutlulugun resmi. umut, sevgi, saglik, huzur, ask. hayir bana gore degil, fazla duzgun.
ne aci, ne mutluluk. ne sevgi, ne nefret. ne huzur, ne kararsizlik. her seyin ortasi, bu tam bana gore, sinirda hayal kurma ozgurlugu. tam sinirda gidip gelen kisiliklere gore.
iste benim evim boyle olmali. her daim gurultulu, az biraz parcali bulutlu, genellikle gunesli, ama zaman zaman saganak yagisli. 3, 4, 5... kac kisilik oldugunun bir onemi yok, onemli olan kisiler arasindaki baglar. bazen baglarin ipleri elimde, cokca ipler hayallerimde. ve simdi kapatiyorum gozlerimi bir kez daha, mutlugun ya da huzurun resmini gormek icin degil, hayallerimin resmini gormek icin.
ama yine de korkuyorum. ya bu ben degilsem, ya sadece olmak istedigim bensem?