Bugün iki paylaşım birden yapmak istedim, sanırım yazasım var. İlham perimi göremiyorum ancak varlığına minnet duyuyorum açıkçası; sadece yazmamı değil, aynı zamanda eyleme geçmemi de sağlıyor kendisi.
Son zamanlarda etrafımdaki bir çok arkadaşım neden her şeyi düzeltmeye çalıştığımı soruyor. Simetri hastası değilim ama toplumsal simetri hastası olduğum çok açık. Kendimi henüz idealist olarak nitelendirebilecek kadar iş yapmış değilim ama mutlulukla söyleyebilirim ki planlarım boyumdan büyük. Üstelik bu planlarda; hayatı yan gelip yatmaktan ibaret insanların da arzuladığı gibi insanlar için çalışmak da var. Yani mesele sırf hayvan hakları ile sınırlı değil. Belki diğer herkes gibi tek bir misyon belirlemiş olsam, hem işimde hem de uğraşılarımda daha başarılı olabilirim ancak ben bu misyonlar uğruna işi boşvermiş bir insanım. Mükemmel değilim, mükemmel örnek hiç değilim ancak elimden geldiğince çabalamak istiyorum ve bu benim huzurla uyumamı sağlıyor.
Huzurlu uykudan daha da ötede getirileri de var elbet. Bu getirileri yok sayarsam; diğer bütün aktivistlerin düştüğü hayata düşmüş olurum: aktivist olmayanları konunun dışında bırakırım.
Açıkçası insan doğasının bencilliğine inanıyorum. Hepimiz benciliz, ve hiçbirimiz kanatlı birer melek değiliz. İstemeden de olsa kötülükler yapıyoruz; ihtiyaçlarımızı karşılamak için para kullanıyor olmamız bile, her saniye adaletsiz gelir dağılımına katkıda bulunuyor mesela. Merak etmeyin, kendini olgunlaşmış zanneden sosyalist ergenin bir adım ötesine geçmeyi başardım, eleştirilerim servet düşmanlığına sebep olabilecek kadar ekstrem değil. Kabullendim artık sadece tek bir insanın bir günde harcadığı para ile onlarca aç doyurulabileceğini. Zaten kabullenmesem, kendi hayatım içinde çelişki yaşıyor olurdum zira bu satırları yazarken bile bir yandan fındık parçacıklı çikolatayı mideye indirme peşindeyim. Gördüğünüz gibi en gaza gelmiş halimle bile ben de bencilim, yediklerimi yiyemeyen onlarcasını düşünmüyorum. Yara bandına bile erişmeyen çocukların yanında, dandik bir soğuk algınlığı için bile kutu kutu ilaç tüketebiliyorum ve o anda gerçekten düşündüğüm en iyi niyetli şey halime şükretmek oluyor. Dedim ya insan doğası; benciliz. Ancak ben, yaşayan milyonlarcasının aksine bencilliğimi daha ahlaklı işlere kanalize etmeyi seçtim. İhtiyacı olanların eğitimine katkıda bulunmayı, hayvanların da yaşamaya hakkı olduğunu insanlara hatırlatmayı, yolsuzluklara karşı mücadele etmeyi vb. hayat düsturu edinmemin tek sebebi, çocuklarımın olmasa bile torunlarımın güzel bir gelecekte yaşayabilmesi. Kuracağım aile, devam ettireceğim sülale adına bencilim ve diğer tüm bencilliklerin aksine benimki, gece yastığa başımı huzur içinde koymama sebep oluyor.
Biliyorum, umutsuz anlarda insan hayatını idame ettirmek adına ayağına gelen fırsatları geri çeviremez. Belli bir hayat standardı ile yetişmiş zenginimizin, aynı standarda devam etmek adına yolsuzluğa karışması bundandır. Yıllarca sefalet çekmiş siyasetçinin, rakiplerini destekleyenlere sefalet çektirmesi bundandır. Boyalı hayatların sunumunu yaparak insanlara geçici tatmin duygusu veren medya patronlarının, doğruyu değil de yanlışı empoze etmesi bundandır. Ancak bu noktada yatan kısır döngü de bizlerin olmasa bile çocuklarımızın hayatını ceheneme çevirebilecek kadar önemlidir. Toplumu cahil bırakmak, iktidara gelmek ya da toplumu yönlendirmek için önemli bir koşul olabilir, ancak ileride aynı toplumla beraber girdaba sürüklenecek olan yine sensindir.
İşte bu yüzden, ben doğamdaki bencilliği daha hayırlı işlere kanalize etmeyi tercih ediyorum. Etrafımdakileri her konuda bilinçlendirmeyi kendime görev adlediyorum çünkü evladımın evladının daha da beter bir toplumda yaşamasını istemiyorum. Doğmamış çocuğa don biçebilmek için kumaş parası biriktiriyorum çünkü plansız hayatlar; planlanmayan felaketlerle sonuçlanırlar.
Son zamanlarda etrafımdaki bir çok arkadaşım neden her şeyi düzeltmeye çalıştığımı soruyor. Simetri hastası değilim ama toplumsal simetri hastası olduğum çok açık. Kendimi henüz idealist olarak nitelendirebilecek kadar iş yapmış değilim ama mutlulukla söyleyebilirim ki planlarım boyumdan büyük. Üstelik bu planlarda; hayatı yan gelip yatmaktan ibaret insanların da arzuladığı gibi insanlar için çalışmak da var. Yani mesele sırf hayvan hakları ile sınırlı değil. Belki diğer herkes gibi tek bir misyon belirlemiş olsam, hem işimde hem de uğraşılarımda daha başarılı olabilirim ancak ben bu misyonlar uğruna işi boşvermiş bir insanım. Mükemmel değilim, mükemmel örnek hiç değilim ancak elimden geldiğince çabalamak istiyorum ve bu benim huzurla uyumamı sağlıyor.
Huzurlu uykudan daha da ötede getirileri de var elbet. Bu getirileri yok sayarsam; diğer bütün aktivistlerin düştüğü hayata düşmüş olurum: aktivist olmayanları konunun dışında bırakırım.
Açıkçası insan doğasının bencilliğine inanıyorum. Hepimiz benciliz, ve hiçbirimiz kanatlı birer melek değiliz. İstemeden de olsa kötülükler yapıyoruz; ihtiyaçlarımızı karşılamak için para kullanıyor olmamız bile, her saniye adaletsiz gelir dağılımına katkıda bulunuyor mesela. Merak etmeyin, kendini olgunlaşmış zanneden sosyalist ergenin bir adım ötesine geçmeyi başardım, eleştirilerim servet düşmanlığına sebep olabilecek kadar ekstrem değil. Kabullendim artık sadece tek bir insanın bir günde harcadığı para ile onlarca aç doyurulabileceğini. Zaten kabullenmesem, kendi hayatım içinde çelişki yaşıyor olurdum zira bu satırları yazarken bile bir yandan fındık parçacıklı çikolatayı mideye indirme peşindeyim. Gördüğünüz gibi en gaza gelmiş halimle bile ben de bencilim, yediklerimi yiyemeyen onlarcasını düşünmüyorum. Yara bandına bile erişmeyen çocukların yanında, dandik bir soğuk algınlığı için bile kutu kutu ilaç tüketebiliyorum ve o anda gerçekten düşündüğüm en iyi niyetli şey halime şükretmek oluyor. Dedim ya insan doğası; benciliz. Ancak ben, yaşayan milyonlarcasının aksine bencilliğimi daha ahlaklı işlere kanalize etmeyi seçtim. İhtiyacı olanların eğitimine katkıda bulunmayı, hayvanların da yaşamaya hakkı olduğunu insanlara hatırlatmayı, yolsuzluklara karşı mücadele etmeyi vb. hayat düsturu edinmemin tek sebebi, çocuklarımın olmasa bile torunlarımın güzel bir gelecekte yaşayabilmesi. Kuracağım aile, devam ettireceğim sülale adına bencilim ve diğer tüm bencilliklerin aksine benimki, gece yastığa başımı huzur içinde koymama sebep oluyor.
Biliyorum, umutsuz anlarda insan hayatını idame ettirmek adına ayağına gelen fırsatları geri çeviremez. Belli bir hayat standardı ile yetişmiş zenginimizin, aynı standarda devam etmek adına yolsuzluğa karışması bundandır. Yıllarca sefalet çekmiş siyasetçinin, rakiplerini destekleyenlere sefalet çektirmesi bundandır. Boyalı hayatların sunumunu yaparak insanlara geçici tatmin duygusu veren medya patronlarının, doğruyu değil de yanlışı empoze etmesi bundandır. Ancak bu noktada yatan kısır döngü de bizlerin olmasa bile çocuklarımızın hayatını ceheneme çevirebilecek kadar önemlidir. Toplumu cahil bırakmak, iktidara gelmek ya da toplumu yönlendirmek için önemli bir koşul olabilir, ancak ileride aynı toplumla beraber girdaba sürüklenecek olan yine sensindir.
İşte bu yüzden, ben doğamdaki bencilliği daha hayırlı işlere kanalize etmeyi tercih ediyorum. Etrafımdakileri her konuda bilinçlendirmeyi kendime görev adlediyorum çünkü evladımın evladının daha da beter bir toplumda yaşamasını istemiyorum. Doğmamış çocuğa don biçebilmek için kumaş parası biriktiriyorum çünkü plansız hayatlar; planlanmayan felaketlerle sonuçlanırlar.