16 Aralık 2010 Perşembe

Limbik Limbik Geliyorlar

İnsan vücudunda limbik sistem diye bir mekanizma var; insanı insan yapan sistem dersek doğru bir tanımlama olabilir. Düşündüğümüz, hissettiğimiz her şey buraya bağlı. Yani benim şu an bu klavyeyi hissetmemin de sebebi limbik; bu satırları yazarken bastırmaya çalıştığım agresyon da. Yalnız henüz bilim adamlarının fark edemediği bir şey keşfettim ben. Bu limbik sistem her insanda %100 çalışmıyor, denedim yani, Facebook onaylı böyle; bazılarında ye, iç, sıç, yat mekanizması hakim. Eh işte araya amigdala da kaynarsa; belki bi sevişme, belki bir abazanlık giderimi falan. He canım he, seks yemek içmek gibi önemli bir ihtiyaçtır he, sen kız kardeşinin yemini suyunu ver sadece, ama cinselliğin senin ihtiyacın olduğuna inan, evet çok mantıklı gerçekten.

Mantık demişken; sabah aklımda mantık süzgeçlerime dair bir yazı vardı aslında. Bilgisayarın başına geçtiğim yarım saat içinde hemcinslerimin mantık süzgeçlerini masaya yatırmaktansa, her zamanki gibi karşı cinslerimi masaya yatırıp kesip biçmeye meylendim. Neticesinde son 7 gün içimde hayatıma 4 yeni erkek katıldı, şimdi onlar hakkında verip veriştirmezsem alınırlar; değil mi?

Bu erkeklerden en gereksiz olanıyla başlamak gerek. Gerçi kendisi bu satırları okuyamayacak bir yerde vatani görevini yapıyor, sağolsun. Hiç istemediği halde büyük bir hevesle şevklendirdi kendini ve gitti. Hehe, kendisi baya baya süt çocuğu olduğu için; geldiğinde içinin aynı şevkle dolu olduğundan bahsedemeyeceğim maalesef. Her neyse, konudan sapmayalım; şimdi bu düğmesine zarar gerse 6 aydan başlayan insan evladı, diğer her yurdum erkeği gibi gitmeden önce bir meme depolayayım, bir ancuk görüntüsü biriktireyim tribine girdi. Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta ise bu beybinin aslında senelerdir ortamlarda "çok seviyorum arkadaş yea" tribine girmesine sebep olan bir kız arkadaşı olması. Bana geliş bahanesi çok enteresandı tabii, muhtemelen bir sevdiceği olduğunu bildiğimi bildiği'çün "askere gitmeme 10 gün kala terk edildim böhüheahü" tribiyle geldi canom. Ah tabii, siz bilmezsiniz, ben bu çevrede sevgilisinden ayrılan erkekleri avutmaktan sorumlu müsteşar olarak bilinirim. Yüce Rabbim sizlere o pipiyi verirken, beraberinde nasıl bir ego vermiş ki; bu triplerle kıza çakarım, karnım doyar işime bakarım zannediyorsunuz. Yüce Rabbim, bana nasıl bir ego vermiş ki, siz renkten renge girerken; altıma sıça sıça izliyorum sizi. Bugüne dek bütün hesaplamaları %100 tutan bir altıncıhisli olarak söyleyebilirim ki, 6 ay sonra Bağdat'tan dönecek bir yanlış hesapla karşı karşıyayız. Gerçi bebe askerliğini Bağdat'ta yapmıyor ama olsun işte, lafın gelişi, anladınız siz onu.

Bir diğer yarım akıllı ise pek sevgili arkadaşlarımın Mr. Big ve Karadul lakaplarını taktığı yüce şahsiyet. Gerçi ne yalan söyleyeyim bu yavru ceylanı zamanında bir hemcinsim fena üzmüş, buncağızım da bütün hayat gayesini kaybetmişçesine dolanıyor şimdi ortalıklarda. Düşene bir tekme de ben vuramayacağım hayır, en iyisi bir an önce umudunu geri kazanmasını tavsiye edip, sağlam bir dostun yapacağı gibi telkinlerde bulunmak.

O halde üçüncü şahsiyete geçiyoruz. Tee aylar önce, sevdiceğim varken bana asılacak kadar ahlaksız bir şahıs. Ama onu buraya konu eden şey ahlaksızlığı değil, dangalaklığı daha çok. Sevdiceğim varkene bana açık açık "benim dosta ihtiyacım yok yeaaaa" tribiyle ya herro ya merro diyen bu genç, söylediklerinden utanmış, pişman olmuş bugünlerde. En azından iddiası bu yönde. Bense daha çok "he biz dün sinemaya gidiyorduk değil mi yea" diyorum bu duruma. Utanmış ve pişman olmuş bir adam, bu gazla verdiği sözlerin ardında durur. Neyse; madem yeniden bana sarmış, o halde tekrardan bu satırları okuyacağını varsayarak söylüyorum ki, kalıbı zaten küçük olan bu genç kalıbına sığmayı bile başaramayacak bir basiretsiz aynı zamanda. Hatırlar mısınız, bir zamanlar erkeklerin erkek gibi davrandığı, sözlerinin arkasında durduğu, efendi bir profil çizmekten zevk duyduğu bir dönem vardı, işte öyle bir şey...

Ve tabii ki assolisti en sona sakladım gençler. Egonun bir insanı nasıl vezir de, rezil de edeceğinin göstergesi olan bu şahıs son 2-3 gündür hayatımda drama queen boşluğunu doldurdu deyim yerindeyse. Tuğba'nın yarattığı o özlenen boşluğun tam dibine oturup, entrikalarıyla zevkten dört köşe yaptı beni. Yalnız bu olayda anlamadığım bir şeyler var; yani siz erkekler gerçekten bu kadar sosyal zeka özürlüsü müsünüz? Bir insan hali hazırda tanışan bir kıza ayrı, diğer kıza ayrı oynuyorsa neden sonucunda kızlardan birinin bu bilgiye vakıf olacağını düşünmez ki? Sonunu değil de donunu düşünerek kahraman olacağını zannetmek nasıl bir naifliktir ki; rutin olarak hayatıma sürekli böyle donlu taytlı kahramanlar giriyor hep. Aaah ah Süperman, hep senin yüzünden. Bu çakma egoistlere söylenebilecek tek bir söz var aslında. Yaz kızım, gereği düşünüldü. Sanık çok bilmiş donlu kahraman, zamanında kadınlar tarafından çok hırpalanmış olup, oynanan egosunu tatmin edebilmek amacıyla oynamaya çalıştığı kızlar... Eah baydım, kısa keseceğim. Arkadaşın özgüveninin zamanında içine sıçmışlar, o da böyle küçük küçük tatminler peşinde koşuyor. Götü ayrı, başı ayrı oynuyor işte.

Şimdi bu son paragrafta toparlamak gerek değil mi bütün yazıyı? Toparlıyorum o halde, hepiniz aynı bokun lacivertisiniz. Aranızda bir parliament mavisi bulursam hani birazcık daha parıldayan, belki o zaman düşünebilirim.

2 yorum:

Jassinpera dedi ki...

Başarılı olmuş,gerçekçi; bu erkeklerin iki sorunu var en büyüğünden; birincisi analarından aldıkları o ego pompişi yüzünden; kendilerini beyaz atlı prens sanıyorlar,ama bu huylarını bunları hak edecek kadınlara vereceklerine inanıyorlar,onun dışındaki her kadın fuck-able. Her yalan söylenir,dolap çevrilir.Dolaplarda kalasıcalar.
İkinci sorunları, bir gün penislerinin dis erektil olacaklarından korktuklarından depolamaya çalışıyorlar, depolanmıyor anacım o.25 yaşında yediğin hurmalar 50 yaşında işe yaramıyor.

Witchorexia Nervosa dedi ki...

ahahahah jas çok haklısın (:
bi çoğu 50lerine depo yapıyor ama bi de şu var dün yediğin hurmalar sendromu.
tırmalayacağım ben hepsini.
tırmalayacağım derken gerçekten.
estuıphjdfvdsj