6 Aralık 2010 Pazartesi

One Might Stand

Tek gecelik münasebetlerin en büyük falsosu; taraflardan birinin diğerinden kayda değer bir biçimde hoşlanmasıdır. Sonuçta seks; taraflar birbirlerini tanısınlar ya da tanımasınlar; insanların yapabileceği en özel paylaşımdır ve inanılmaz derecede yüzeysel tutulsa bile; taraflardan biri diğerinden hoşlanabilir, hatta aşık bile olabilir.

İşte "one night stand" tabiriyle literatüre geçen bu tarz spontane seks ilişkileri bir anda taraflardan birinin bakakaldığı bir hal alabilir. Ben bu duruma "one might stand" demek istiyorum ufak bir haf farkıyla. Bu büyüyü yaratan da inanın aslında bu ufacık harf kadar ufak bir şey. Adamın performans başarısı da olabilir, seksi sevişmeye dönüştürebilecek ufacık bir söz de. Kişisel gözlemim; genellikle aşk hayatındaki yaraları büyük olanların bu girdaba sürüklendiği. Uzun zamandır sevgilisi olmayan adam; seks sonrası uyuma evresinden bile etkilenebilir. One night stand ilişkilerden sonra tabakhaneye bok yetiştiriyormuşcasına kaçmamızın sebebi de budur. İnsan; davranışlarını kötü tecrübelerinden yola çıkarak şekillendiren bir varlıktır, ve daha önceden yaşanılan hüsranlı bir one might stand; kişiyi bu acele kaçışa sürükleyebilir.

Benzer bir şekilde, ejekülasyon sonrası yabancılaşma evresinin suyu da çıkabilir. Bu genellikle düzenli seks partneri adayları arasında; ilişkilerine ilk başladıkları evrede görülür. Adam çok bağlanmasın, yapılan seksten; seks dışında bir anlam çıkarmasın motivasyonuyla uygulanan yersiz ve densiz hareketler bütünüdür aslında. Genellikle taraflar zaten hali hazırda aynı ortamın insanlarıdır, ya ilişkilerinin boyutu anlaşılmasın diye ya da karşı taraf sekse; sevişmek gibi bir anlam yüklemesin diye birbirlerini aşağılamaya ve kırmaya yönelik hakaretler ederler. Bu hakaretler illa ki sözlerle olmak zorunda değil. Beş dakika önce vücut dilinden şehvet akan bir adamın; seksten sonra bir anda sizle köşe kapmaca oynamasının başka bir izahı yok. Kuvvetle muhtemel, daha önceden yaşadıkları bir kötü tecrübedir bunun izahı. Ya hoşlanmışlardır, ya da hoşlanılmış olanlardır.

Oysa bu tutumun yanlışlığını sorgulamaya gerek dahi yok. Medeni insan taksiden inerken iyi günler dileyebilen, ekmek aldığında satıcıya teşekkür eden, çağrı merkezini aradığında bile merhaba demeyi unutmayan insandır. Hele ki seks gibi en özel paylaşımın yapıldığı bir insana, iş bittikten sonra değersiz ve gereksiz muamelesi yapmanın verilebilecek hiçbir özürü yok aslında. Odunluktan başka bir şey değil. Performanstan memnun mu kalmadın? İnsan gibi davranır ve bir daha aynı kişiyi tercih etmezsin, olur biter.

Ha bir de "istemeden oldu, anın büyüsüne kapıldım" insanları var, ki o insanlar ciddi anlamda kendilerini kandırırlar. Şöyle bir geriye baktığımda, ben nedense hiç bu tarz bir pişmanlık yaşamadım. Sırf sarhoş olduğum için, kimsenin elini dahi tutmadım. Bu kişinin kendini kandırmasından ibaret bir bahanedir sadece. İstemişsindir, götüne güvenmişsindir, sonrasını düşünebilecek kadar akıllı ya da düşünemeyecek kadar aptalsındır ve yaparsın. Yapmayacak kadar, kendine hakim, öngörülü insanlar sokaklarda gezerken "10 tequiladan sonra yiyosa dene" yaklaşımı ne seni, ne de partnerini bir sonuca ulaştırır; kendini doğru düzgün yargılamanı bile engeller. İnsan; kendisini anlamlandıramayacak kadar da zayıf olmamalıdır.

İşte bu yükü kaldıramayacak, kuralları baştan, GERÇEKÇİ bir biçimde belirleyemeyecek insanlar, one night stand türevi bir ilişki sonrasında one might stand olmaya mahkumdurlar. Karşındakiyle evlenmeyi düşünmene gerek yok, en ufak bir gelecek parıltısı görüyor ve bunu bile bile baştan her şeyi mahvetme ihtimalini göze alıyorsan sonucunda o yoluna devam ederken, arkasından bakakalmaya da katlanacaksın. Kadın erkek demeksizin, seks insanın başını döndüren, gözlerini karartan bir büyüdür; sabırsız davrandığın için burnunun ucundaki gerçeği görmeyebilir; sonrasında da gözlerin karardığı için bir süre daha kaybedenleri oynayabilirsin. Bu benim gözümde, asla alabileceğim bir risk değil. Hayatım ve kalbim; 3 kuruşluk zevkimden daha değerli ve onu hiçbir insanın, hele hele güvenilmeyecek erkeklerin mahvetmesine izin vermem.

Her insanın zaafiyetleri, zayıf noktaları vardır. Benim de var. Ama ben bunların neler olduğunu bilerek ve kendime hatalarımla ya da doğrularımla saygı duyarak yola çıkıyorum. Bedenimin güzelliğinin fani olması, ruhumdaki güzellikleri de kirletmem gerektiği anlamına gelmiyor, biliyorum. Korkularım, çekincelerim ve güvensizliklerim var; kendime ya da başkalarına karşı olması da bir şey değiştirmiyor. En ufak ihtimali bile hesaplayarak, kontrollü bir şekilde yaşayıp acıları kendimden uzak tutuyorum. Çünkü ben acı çekmekten beslenmiyorum, acılarımdan narsistçe bir haz almıyorum. Böylelikle arkama baktığımda, "keşke"ler bırakmamış oluyorum, "iyi ki"lerimle mutlu bir hayat yaşıyorum. Acılarından bıkan, tekrar tekrar aynı hataları yapan insanların en büyük sorunu; kendini korumak adına suçu başkalarına atmaktır. Kendini dürüstçe suçlayıp, sorgulayabileceğin durumları önceden görebilmekse, ihtimalleri ciddi ölçüde azaltır.

Hiç yorum yok: